Hüznün bir başka hali: Weltschmerz
Bazı kelimeleri çevirmek zordur, onları olduğu gibi bırakmak gerekir, ancak anlatabilirsiniz.
Almancada ‘Weltschmerz’ kelimesi de, tıpkı -felsefe ile ilgilenenler mutlaka bilir- ”Geist” kelimesi gibi oldukça derin bir anlama sahip, birebir çevirisini ancak şu şekilde yapabiliriz:
Welt, dünya demek. Schmerz ise ağrı, acı demek. Ortaya ‘dünya acısı, ağrısı’ gibi bir Türkçe karşılık çıkıyor. Ama Weltschmerz’in Alman dilindeki geçmişi, çok daha karmaşık, dolayısıyla anlamı da.
‘Weltschmerz’ kelimesi, Almancada ilk defa 19. yüzyılda, ”Selina ve ruhun ölümsüzlüğü” adlı romanında Jean Paul tarafından kullanılmış. Alman dili üzerine yaptıkları çalışmalarla ve Almanca sözlükleri ile bilinen Grimm Kardeşler, ‘Weltschmerz’ kelimesinin anlamını sözlüklerinde, ”dünyanın kifayetsizliğinden ötürü duyulan derin keder, üzüntü” olarak olarak açıklamışlardır.
Bu kelime, Aydınlanma düşüncesi ile yoğrulmuş, bir yandan modernleşirken bir yandan da doğayı anlamlandırabilmek ve onun sırlarını çözmekle meşgul haldeki Alman entelektüel kesimin oldukça ilgisini çeker. Başlı başına bir varoluş sorunsalını ortaya atan kelime, özellikle Romantik dönemde Eichendorff, Brentano gibi Alman şairler tarafından kullanılır.
İlerleyen zamanlarda, ünlü Alman şair Heinrich Heine, ‘Weltschmerz’ kelimesini ”dünyevi görkemin gelip geçiciliğinden ötürü duyulan acı” olarak yorumlar.
Daha sonra Nobel ödüllü Alman şair/yazar Thomas Mann, Weltschmerz’i ”yaşama acısı” olarak açıklar. Weltschmerz, gerekli tüm ününe kavuştuktan sonra, diğer dillere de geçer. Hatta 20. yüzyıl New-Wave pop kültürde yerini alır, örneğin İngiliz müzisyen Anne Clark ‘Weltschmerz‘ adında bir şarkı yazar. Sözlerine buradan bakabilirsiniz:
https://www.musixmatch.com/lyrics/Anne-Clark/Weltschmerz
Böylelikle ‘Weltschmerz” insanlığın en büyük yükünü alır omuzlarına. Tarif edilemez acıların sembolü oluverir.
Formula Lingua